Tercih Meselesi

2000-2001 sezonundan alalım hikayeyi. Jenerasyon olarak pek büyük bir fark yok aralarında. Birinin transferi gazete sayfalarında yer bulmuştur. Diğerinin varlığından benim diyen Fenerli hariç, geri kalan bihaber. Birinin ilk sezonunda attığı 14 gol,onu taraftarın kalbinde başka bir noktaya getirmişti. Diğeri büyük ihtimalle o sırada Kennet Andersson'dan kafa vuruşları dersi alıyordu.

Ünlü olanın 2001-2002 sezonunda 39 maçta attığı 18 gol artık kendisine Kadıköy'ün boğası ünvanını yaftalamıştı. Özellikle Beşiktaş maçlarında sergilediği oyun her zaman taraftarın gönlünü fethetmiş,en sevilen oyuncuların başını çekmeye başlamıştı takımda. Bu iki sezonda,bugün Semih'e yapılan muamele Serhat'a yapılmaya başlamış; genç ve Türk olmasından mütevellit ,takımın yükünü kaldırabilir mi soruları ,medya baskısı iyiden iyiye omuzlarına binmişti Serhat'ın. Semih ise o sezon hazırlık maçlarında sadece 1 gol atabilmiş,sezon içerisinde M.Denizli'den forma şansı bulamamıştı.

2002-2003 sezonunun başında tam bir Semih fırtınası yaşanmıştı.Mukabilinde o da "Genç" ünvanına hak kazanmıştı.(bugün 25 yaşında ve halen gençtir) 9 hazırlık maçında,filelere tam 14 gol göndermişti. Sezon içinde forma giydiği 14 resmi maçta da 3 gol bulmuştu. Serhat ise 27 maçta 8 gol atmış, meşhur 6-0 luk maçta attığı 2 golle tarihe de adını yazdırmayı başarmıştı. Ancak yavaş yavaş özel hayatı konuşulmaya başlanmış, ve transfer sezonlarında adının sık sık Beşiktaş'la anılması taraftarın canını sıkmaya başlamıştı.(en azından ben sıkılıyordum)


Fazla uzatmaya gerek yok bu arayı..Ertesi sezonda Serhat 23 maçta 7 gol,Semih ise 14 maçta 1 gole imzasını atmıştı. Serhat'ın İnönü deplasmanında attığı 2 gol Fenerbahçemize o sezon şampiyonluğu getirmişti.

Daum'un başa geçmesiyle forvet yerine artık daha çok sağ kanatta forma şansı bulan Serhat'ın attığı gol sayısındaki düşüşte devam ediyordu. Ertesi sezon sadece 2 gole imza atabilirken,Semih ise sezon içinde sadece 3 maça çıkabilmiş ve golle tanışamamıştı.

Semih Daumunda gidebilir raporuyla,en azından kiralık olarak verilmeyi talep etmiş,fakat yönetim karşı çıkmıştı bu isteğe. Bu isteğe karşı çıkan yönetim, yıllardır avrupa da futbol oynamak istiyorum beyanatları veren,takımın yıldız oyuncusu Serhat'ın Anderlecht'e gitmesine ses çıkarmamıştı.

2005-2006 sezonu ise Semih'in nöbetçi golcü ünvanını tam anlamıyla hakettiği yıl olmuştu. Rize Trabzon deplasmanlarıyla,Kadıköy'de Manisa maçında son dakikalarda attığı goller şampiyonluğa yetmemişti. Denizli'ye Kadıköy'deki maçta atılan 6 golün 4 ü Semih'ten gelmişti. Hoş, keşke 1 tanesini deplasmana saklayaydın düşüncesi doğmuyor değil içimde. Devamında Appiah'ın gözyaşları,takımın girdiği travmatik hal, Hasan Şaş'ın şampiyonluk sevinci hala zihnimdeki yerini korumakta. Velhasılı Semih o sezon forma giydiği 28 resmi maçta 13 gol göndermişti rakip filelere..

2006-2007 sezonunda artık geçen yılın verdiği krediyle Semih'in ilk 11 de olması gerektiğini söyleyenlerin sayısı hızla artmış, Kezman'ın gösterdiği kötü performansta işin tuzu biberi olmuştu. Zico'nun Kezman'ı lig maçlarında ilk 11 den kesmeyişi homurtuları yükseltmiş,2 senelik görev süresince en çok eleştirildiği noktalardan biri olmuştur. Semih o sezon ligde sadece 1 gol atabilmiş,diğer 9 golü kupa maçlarında bulmuştu..


2007-2008 sezonunda ise gol kralıdır Semih. Ancak ilk 11 in değişilmez parçası değil,yedek kulübesinden gelerek maç kazandıran adamdır.Zico'ya sitemini attığı bir golden sonra yedek kulübesine oturarak göstermiş,ancak hiçbir zaman takım içinde huzursuzluğa sebebiyet vermemiştir. Kezman 11 de başlayıp gol atamadığı maçlarda, Semih ise sonradan girip gol atamadığı maçlarda eleştirilmeye başlanmıştır.

Ancak esas önemli nokta,ne Semih'in attığı goller,ne sonradan oyuna girmesidir. Semih'in oynadığı futbol tam anlamıyla bir resital niteliği taşır ,oyunu bilen adam için. Pierre'nin top kontrolü,Ortega ve Alex'in oyun zekası,Fenerbahçelilik ruhudur bugünkü Semih'in ortaya çıkaran faktörler. Yıllardır hasreti çekilen "Bayrak Oyuncu" profilidir taraftar için.

Bugün mü?

Hikaye aynen devam etmekte. Güiza'nın arkasında yedek beklemiştir. Ancak su götürmez gerçeği değiştirecek bir durum değildir bu. Herkesinde kabul ettiği üzre,haşmetmeap Türkiye'nin en iyi forvetidir.

Serhat ise yanıp tutuştuğu avrupa macerasına son verip dükkana geri dönmüştür. Ancak farklı bir dükkana...




Geçti o günler be Serhat..

Not:Son resim 12.09.2008 tarihinde google dan tarafımca print screen yapılarak elde edilmiştir.
2 Responses
  1. Adsız Says:

    spor gazetelerini filan okumam pek öyle ama oralarda da böyle keyifli yazılar var mıdır, merak ettim şimdi.

    semih'e haksızlık yaptıkça kıymeti ortaya çıkıyor anlaşılan. nöbetçi golcü oluşu da burdan kaynaklanıyor olmalı.

    milli takımda altı pas denilen yerden çektiği o harika şutun kaleyi bulmamasına çok üzüldüm ama.


  2. semih'e hâla gerekli değerin verilmediğini düşünüyorum bende...