Demokratik Açılım

Başbakan sanatçılara yemek vermiş. Demokratik açılıma destek istemiş. Kahvaltıda da alkol açılımı yapılmış herhalde.

Ferdi Tayfur: Eee. mm Demokratik açılıma, eee destek veririz tabii.. Niye? mmmm Adı demokratik açılım çünkü.

Kemal Sunal: Gümrük nedir? Gümrük, korunduğuna göre önemli bişeydir.

Sıkıntı

Haiti'ye 1 milyon dolar yollamışız. Beckham , Angelina Jolie kadar. Depremden çok çekmiş bir ülkenin, nasıl bir felaket olduğunu bilen fertleriyiz. Haitililer hamdolsun demiştir de, bana az geldi meblağ. Seneye bu zamanlar, Stv de , Ayna-Haiti'de , işte İstiklal Marşı okuyan gençleri görmek dileğiyle..

He bir de şu var.. Merak ettim. Acaba Haitililer kiliseleri doldurmuş mudur depremden sonra? Bizim mahalledeki cami en parlak günlerini yaşıyordu 17 ağustos sonrası.

Hocalar , yoldan çıktığımız için başımıza bu felaketlerin geldiğini vaazediyorlardı. Ondan değildir bence ama. Öyle olsa Sözen zamanında gelirdi esas büyük felaketler. İstanbul da cenabet gezmeyen adam yoktu netekim, susuzluktan. Teyemmüm dersleri veriliyordu namazlardan önce. Neyse..

Çok sevdiğim "memleketime özel sosyal demokrat" zihniyetin ürünü olan bir yorum okudum bugün. Uğur Mumcu'yu anmak yerine, Bozüyük'te yol açılışındaymış Başbakan, böyle delikanlılık mı olurmuş? =) Mail atıcam, annemin d.gününü de kutlamadı..

Beyin dışkısı-sıçmığı sizinki bilader. Başka birşey demiyorum.

Vega'nın alt grubu olarak çıkıp 500 lira aldıkları günlerden , bu günlere. Ero-öro-yurovizyona gidiyormuş Manga. Yakışır, 1. olun, sokaklara dökün bu gençliği.

Soğuk, çok soğuk..

Yavrimu

Savoy pastanesinde oturuyorum. İş gereği tabii...

Cihangir.. Çok Rum var, çok da şeker insanlar. Garsona seslendi ;

- Yavrimu, bize dort cay getirir misin?

Garsona da Rumca seslenecek değil tabii.. Yine kendi aralarında muhabbete döndüler. İnsan ister istemez kulak misafiri oluyor.. Türkçe'yi çok tatlı konuşuyorlar çünkü.

Garson çayları getirdi, teyze teşekkür etti. Hazır muhabbetleri durmuşken, araya girmek istedim..

- Teyzecim, neden Rumca konuşmuyosunuz ki kendi aranızda dedim. Hem kimse anlamaz da..

- Yavrimu dedi, ben evimde kocamla bile Türkçe konuşurum kale.. (gülüştüler) .. Kocası ekledi o sırada;

- Evlat, unutturdular bize Rumcayı. Kolay mı , sokakta Rumca konuşasın. Şimdi zorla konuşturmaya çalışıyorlar, nerde o rahatlık eskiden. Alıştık, bizim zorumuza gitmiyor Türkçe konuşmak. Benim memleketim. Dilini de konuşacağım tabii.. Ama...

Ama.. Sus amca dedim.

Açılıyoruz ya işte. Ama.. önce özür dilemek lazım, senelerce alçak koltuğa oturtup verginin kralını topladığımız kendi insanlarımızdan. Sonra açılırız kısmetse..

Ekşi Sözlük Açılımı

Her apartmanda mutlaka 1 evde vardı. Bazılarında sadece 1 evde. Daha çok varoş olarak adlandırılabilecek yerlerde mesela. Çoluk çocuk bütün apartman toplanır o eve, televizyon orada izlenirdi. Her apartmanın mutlaka vardı 1 memuru. Yurdum memuru işte, sırtını devlete yaslamış, taksitle 1 de televizyon almış. Apartmanının kralı. Seneler sonra da kıdem ala ala şef olacak. Askerde de onbaşılık yaparlar zaten. Tek pırpır, o kadar. Eylem insanı olmamışlardır hiç bir zaman. Azıcık aşı, ağrısız başı. Emekli olunca bir de Hacı Murat 131 alır altına ki değmeyin keyfine. (Azıcık uyanıksa bu devlet memuru çalışırken de alabilir. Özal'ın dediği gibi, "Benim Memurum işini bilir).. Demokrat partilidir. Miras olarak gelmiştir ona bu sevda. Babası da demokrat partiliydi, Atatürkü severler elbet, ama İnönü'den sebep Halk partiye oy vermezler. Klasik yurdum sağcısı işte. Okuma araştırma yok. Dedik ya, babadan miras bu sevda. Herşeyin farkındadırlar, ama konuşmazlar..

Savcısı, avukatı, bilimum müdürü daha muhtelif yerlerde oturur. Babası da savcıydı, onun babası da Osmanlı'da ya paşaydı, ya da benzeri bir koltuğa sahipti. Ama Osmanlıyı da sevmezler. Neyse, Onlara da parası miras yani. Onlarda, toplanıp televizyon izlemek gibi bir durum söz konusu olamaz. Zira birbirleriyle yarış halindedirler para harcama konusunda. Bizim memurların , önlerine çıktığında önünü iliklediği kişilerdir bunlar. Halen daha da beklerler bunu, sene 2010. İşimden sebep biliyorum, yanına gittiğimde ceketimin önünü iliklemeyince tavır koyan doktorlar var.

Kemal Sunal filmi gibi değil mi? Aynen öyle.

İkinci tipe devam. Dedik ya, sağlamdır arkaları.. Yaptıkları işler, bulundukları konum birilerinin işine yaradığından, çok sevilirler. Bu sebepten de bürokrasiye yakındırlar. He, bürokrasi demişken, Halk partilidirler. Çünkü Atatürk'ün partisidir. Yersen.. Menderes tehlikeli adam, ne me lazım. Bürokrasinin tepesinde Demoklesin kılıcı gibi duruyor. O bürokraside ki kemikleşmeye engel olursa, çocukları ne yapar, Tengri korusun! Hiç sevmem o çocukları, ilk karakutu atariler de onlara gelmiştir.

O zihniyet, hem bürokraside kemikleşti. Hem medyayı ele geçirdi. Babalarının çiftliği Cumhuriyeti kendilerince, ama kendi aralarında. Türkiye Cumhuriyeti aşıklarıdır yoksa.

Hep düşünmüşümdür, memleket hakkında hiçbirşey bilmeyen bir ecnebiye sadece Türkçe öğrettikten sonra Tv karşısına oturtup bizim haber-siyaset programlarını izletsek, forumları okutsak... Herhalde sosyalizmin kalesi zanneder memleketi. Halbuki öyle bir partimiz bile yok henüz.

Öyle ele geçirmişlerdir tepe noktalarını işte. Ama bu bizim sessiz kısım hep üzer bunları. Her seçimden sonra , umutlarını bir daha ki seçime bağlarlar. Propogandalarına devam ederler.

Sonra internet çıktı. E bilgisayar lazım doğal olarak eve öncelikle. Bundan 15 sene önce, ikinci tiplerin çocuklarını bir kenara koyarsak. Geriye kalan %80-85 lik kesimin ne kadarında bilgisayar vardı. Yeni yeni işte. Kendi sosyal çevreleri mobil olarak facebooka takıldıklarından, herkesi öyle zannederler. Hadi Anadoluyu geçtim, askerlik yaptığım yerde ilk kez monitör görüp , abi tv yi açsana izleyelim diyen Kastamonulu bir kardeşim vardı. Köyünden ilk kez dışarı çıkan..
Hadi onları geçtim, İstanbul da ki 15 milyonu da jet sosyete zannederler. O derece dünyadan kopuk.

Sonra Hıncal Uluç ve türevleri gibi oturdukları yerden anket sonucu türetirler. Olası bir seçimde şu parti şu kadar oy alırmış. Halk onları istemezmiş. Halkın ne isteyip istemediğini halkın içine hiç karışmadan tepeden bakmakla bilir bu insanlar. İyi de gözlemlerler, zira onların halk dediği, pazar günleri Solomanje'de beraber brunch yaptıkları zümredir. Evde ki karısı ve çocuğuna bakmak için sabahları işe minibüs kapısından sarkarak giden gariban ise trafik suçu işleyen , trafik teröristinden başka birşey değildir bu zihniyet için.

Dağdaki çobanla oyu bir olmayanlardır bunlar. Üniversitelilerin yüzde bilmem kaçının Chp ye oy verdiğinden bahsederler, yani 81 ile de üniversite açılmasıyla beraber, yaklaşık 4-5 jenerasyon sonra iktidara geleceklerdir. Akp bilmeden Chp ye çalışmaktadır yani.. Trabzon'un yaylasında yaşayan, gençliğinde İnönü'nün askerleri tarafından namaz kılarken tekmelenen bir amcanın birşey bilmediğini, yaşamın sırrının sadece kendilerinde saklı olduğunu , tvlerde goygoyculuk yapan hocalarının görev yaptığı üniversitelerde kendilerine her doğrunun öğretildiğini zannederler.

Sonra düşünce özgürlüğü dalgası çıktı, IP delikanlıları türedi. Klavyeşörler.. Senelerimizi ekşisözlük vb. bilimum sitelerde (tövbehaşa) "Tavla'da Yaradanı , Hz. Muhammed mars ederse" topiclerini okuyarak geçirdik. 1 kişi cevap verdiğimizde ise , bilmemkaç kişi tarafından makaraya alınır, en ciddi cevap verenden " düşünce özgürlüğü" lafını okurduk.

Şimdi o eski Demokrat partililerin çocukları büyüdü, babalarının yolundan gitmemeye karar verdiler. Yeri geldiğinde eylem insanı olacaklarını, sessiz, sadece seçimlerde cevap veren değil, her an her yerde karşılarındakilere aynı şekilde cevap veren bir karakter ortaya koymadı tercih ettiler. Mangallarını yaktıktan sonra hamakta göbeklerini kaşımıyorlar, okuyorlar.

Her gün , onlarca topic açıldığını görüyorum şimdi. Bir tarafta yine din karşıtı açılan topicler, bir tarafta ise Kemalizmi hedef alanlar.Kemalizme din muamelesi yapıp laf söyleyene küfredenler, kendi dinlerine edilen hakaretlere "düşünce özgürlüğü" yaftası vurulan insanların yerine koysunlar kendilerini. Empati biraz.

Dediğim gibi, binlerce insanın kullandığı ortak bir platform. Ve gözle görülür bir değişim söz konusu..

Ellerinden sahip oldukları koltuklar tek tek gidiyor. Zihniyetleri kan kaybediyor, güç kaybediyor. Bu çırpınmalar ondan. Artık oylamada 3. olup, cumhurbaşkanı tarafından üniversitelere atananlar bu zihniyetin tepe yöneticileri değil.

Ama hoşuma da gidiyor açıkçası. Bir kısım bu günlerde hiç olmadığı kadar hırçın, azgın.. Kuyruğuna basıp köşeye kıstırılmış kedi gibi herşeye pençe gösterip saldırıyorlar artık.. Ama unutmasınlar..

Düşünce özgürlüğü..

Adaletini ??

Adamın biri çıkacak , nöbette uyudu diye askerin eline pimi çekilmiş el bombasını verecek. Bunun adı da ceza değil, eğitim olacak. Bu eğitim esnasında 4 asker şehit olacak, eğitimi veren subayın kılına zarar gelmeyecek. Uzaktan eğitim.. Kaç metreden veriyordu bu eğitimi? Hadi herşeyi geçtim..

Hakimlerin tümüne sesleniyorum.

Hanginizin evladının bedeli 9 yıl ? Bir kutu baklavaya müebbet veren hakimler, hangi pastahanenin baklavası "4 can" dan daha değerli?

Yazıklar olsun..

Rezalet !

Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, yağışların hafta başına kadar sürmesini beklediklerini, bazı yerlerde kuvvetli ve şiddetli yağış olacağını tahmin ettiklerini bildirdi.

Çağlar, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında, pazar gününden itibaren Marmara Bölgesi'nde kuvvetli yağış olacağını duyurduklarını anımsattı.

''Ne yazık ki tahminlerimiz yüzde yüz gerçekleşti''
diyen Çağlar, sel nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Habertürk


Bulvar gazetelerinin magazin dipnotlarını manşet yapıp böyle bir felaketin geldiğini büyük puntolarla duyurmayan, onlarca insanın ölümüne sebebiyet veren ne kadar sorumlu varsa....

Kapak

Adamım Hayko

:(



Olacak iş mi şimdi bu?

Değişiklik

Bir ara, haa...tir blog elden gitti desem de, becerdim sanırım. Değişiklik iyidir, biraz janjanlı oldu sanki ama neyse.





2,5 TL

@ Kadıköy Khalkedon Kitabevi
@ Taksim (İstiklal Cad) Mephisto
@ FB maç günleri elden
@ Yurtiçi Kargo




2.5 TL
Pazar günü CK'dan alabilirsiniz
Kadiköy Khalkedon
Kadiköy Mephisto
Taksim Mephisto


Şu para harcayın,simit alın, oyuncak alın reklamını çektirenlere, kanalında döndürenlere sorulması gereken sorular var. Mesela;

Neden şimdi çekildi bu reklam?

Sonra, 1 haftalık karı için bilmem kaç bin çalışanını kovan kurum yerden yere vurulmazken, bankalara fırsatçılık medyaya goygoyculuk yapmayın diyen Başbakan'a denmedik kalmadı. Şimdi ne oldu da cebinde parası yok dediğiniz milletin cebinden para çıkartmaya çalışıyorsunuz?

Kenan Evren iyileşti mi?