Yavrimu

Savoy pastanesinde oturuyorum. İş gereği tabii...

Cihangir.. Çok Rum var, çok da şeker insanlar. Garsona seslendi ;

- Yavrimu, bize dort cay getirir misin?

Garsona da Rumca seslenecek değil tabii.. Yine kendi aralarında muhabbete döndüler. İnsan ister istemez kulak misafiri oluyor.. Türkçe'yi çok tatlı konuşuyorlar çünkü.

Garson çayları getirdi, teyze teşekkür etti. Hazır muhabbetleri durmuşken, araya girmek istedim..

- Teyzecim, neden Rumca konuşmuyosunuz ki kendi aranızda dedim. Hem kimse anlamaz da..

- Yavrimu dedi, ben evimde kocamla bile Türkçe konuşurum kale.. (gülüştüler) .. Kocası ekledi o sırada;

- Evlat, unutturdular bize Rumcayı. Kolay mı , sokakta Rumca konuşasın. Şimdi zorla konuşturmaya çalışıyorlar, nerde o rahatlık eskiden. Alıştık, bizim zorumuza gitmiyor Türkçe konuşmak. Benim memleketim. Dilini de konuşacağım tabii.. Ama...

Ama.. Sus amca dedim.

Açılıyoruz ya işte. Ama.. önce özür dilemek lazım, senelerce alçak koltuğa oturtup verginin kralını topladığımız kendi insanlarımızdan. Sonra açılırız kısmetse..
0 Responses