Eskiye Dönüş

Bir zamanlar sadece "FBTV ye konuşurum" deyip, diğer basın mensuplarını kovan adamın, seçim öncesi önüne gelen her gazeteciye röportaj vermesi, aslında ne kadar zor durumda olduğunun farkındalığının göstergesiydi bence. Seçimi kaybetmeyeceğini kendisi de biliyordu, ancak 10 sene boyunca susturmak için özel gayret sergilediği muhalefetin sesinin tekrar çıkmaya başlaması, O'nu bu yola iten etkenlerin başında geldiğini düşünüyorum.



10 senenin sonunda halen daha kendini ıspat etme gereksinimi duyuyordu, ve bir zamanlar rakip bile çıkmazken, artık karşısına çıkan rakip 1500 oy alabiliyordu.

Seçim vaatlerinde hep 3 yılda 3 şampiyonluktan bahsetti, avrupaya hiç değinmedi. Çünkü yarattığı Fenerbahçe seyircisi için yeterli olacaktı bu durum. Sonra coşkulu taraftarlar için (ki 3 sezondur verilen mücadelenin bizim lehimize galibiyetle sonuçlandığının göstergesidir bu ve ayrı bir yazı konusudur) Maraton tribününde A ve B blokların ayrıldığını belirtildi. Hoş sormak lazım, coşkusuz taraftarın o tribünde ne işi var diye ancak, son 3 senedir GFB olarak,en azından ben kendi adıma yaşananlardan sonra buna da şükür diyebiliyoruz ancak.

3 senede 3 şampiyonluk (bir Fenerbahçe aşığı olarak, hiçbir şampiyonluktan Sevilla'yı eleyip çeyrek finale çıktığımızda aldığım hazzı almamışımdır) sözü için hiç vakit kaybedilmemeliydi ve bu strateji doğrultusunda gayet mantıklı olan Daum hamlesi geldi. Türkiye ve Fenerbahçe'yi çok iyi tanıyan, son 2 yıldır en büyük sıkıntımız olan "deplasman" maçlarını kazanmasını çok iyi bilen, yönettiği takımlarda duran topları en büyük silah olarak kullanan, ve en önemlisi takıma kazandırdığı fizik güç ve kondisyon ile 90. dakikada dahi mağlubiyeti kabullenmeyip galibiyet için saldırtan ve rakiplerinin psikolojisini oldukça bozan, Gazi reklamlı Daum. Kuşkusuz bu son madde için öne çıkan isim yardımcısı Koch olacak.



Bütün bu kağıt üzerinde ki doğruların yanı sıra gözardı edilmemesi gereken, yaşanmış 3 senelik bir gerçek var. Türkiye liginin uzak ara en iyi kadrosu, Hooijdonk, Alex, Nobre, Anelka, Tuncay, Serhat gibi son zamanlarda yanına dahi yaklaşamadığımız müthiş bir hücum gücü, ancak güç bela kazanılan şampiyonluklar. Üst paragrafta yazdığım maddelerin hepsinin toplandığı, 90+2 de korner atışında Luciano'nun kafa golüyle gelen Sakarya deplasmanında ki galibiyet olmasaydı büyük ihtimalle Daum ikinci senesinde Türkiye'den uğurlanacak, ayrılık açıklamalarını o maçtan sonra yapacaktı. Zira Denizli maçının son dakikalarında Appiah'ın vuruşu üst direkten dışarı çıkmış, ve şampiyonluk gitmiştir, bundan daha vahimi camia büyük bir travma yaşamıştır. Çok eleştirilen Aziz Yıldırım her ne kadar istifa ettim deyip ayrı vahim bir olaya imza atmış olsa da, bir zamanlar kaynayan kazan olan kimsenin susturamadığı Derin Fenerbahçe'yi elemine etmiş olmasaydı, bu travmanın altından bu derece kolay kalkmak mümkün olmazdı.

Eğrisiyle, doğrusuyla kabul edilmesi gereken, en azından eleştirisi zamana bırakılması gereken yeni bir Daum dürecine girmiş bulunmaktayız. Sloganımız yine "hep destek tam destek" olmalı kuşkusuz. Ancak göz atılması gereken ayrı bir nokta da transfer politikası bence.

En başta kendi fikrimi belirteyim. İzlenmesi gereken politika zaten başka bir branşımızda, kendi bünyemizde saklı. Basketbol takımının mücadelesi, takıma yalnızca "Fenerbahçe'li" oyuncuların transfer edilmesinin sonucu ortaya çıkanları görüyoruz ki başarı o oyuncuların alınlarından akan her damla terde gizli. Bu minvalde Aziz Yıldırım'ın göz önünde bulundurması gereken gerçek budur ki, bu takımda , en azından o Fenerbahçe Ruhu'nun devamı, değerlerimizin körelmemesi için F.Akyel, E.Belözoğlu, M.Topuz gibi isimler forma giymemelidir, tesislerin kapısından içeri dahi girmemelidir. Ancak öyle bir kitle yaratılmıştır ki son zamanlarda , bunların hepsi kabullenilmiştir. Herşeyi şampiyonluktan ibaret gören bu kitlenin öncelikle sevdikleri takımın değerlerini öğrenmeleri, onlara sahip çıkmaları gerektiği gerçeği benim için en önemli konudur.

Bu sene ki rezalet durum sadece Aurelio'nun takımdan ayrılmasıyla açıklanamaz kuşkusuz. Evet takımın saha içi dizilişine sekte vurmuş, takımın gücünü ekselten mühim bir etkendir, ancak tek başına koca Fenerbahçe futbol takımının 4. lüğünü açıklamaz. Sene başında "haklı olarak" istediği zammı alamayınca takımdan ayrılmaya karar veren, her Brezilyalının hayali İspanya'da oynamaktır bahanesiyle yükü Aziz Yıldırım'ın omuzlarına bindirilmeyen bir transfer hikayesi oldu onun ki, üstüne üstlük hikayenin sonucu da Aziz Yıldırımın ego tatminine yaradı; Aurelio 5.250 milyon Euro ödemeye mahkum edildi. Velhasılı, Aurelio'nun takıma geri dönmesi gayet fayda sağlayacaktır, ancak o eski Aurelio olabilir mi, o kaynaşma sağlanabilir mi? Orası muamma.

Keza Appiah'ın transferinde de durum farklı değil. Taraftarın aşık olduğu bir isim, eski Appiah olacaksa kimse hayır diyemez, ancak 2 senedir top oynamayan Appiah ne derecede fayda sağlar?


Bilica, ikinci bir Aurelio vak'asına dönüşebilir. Sanırım önümüzdeki sezon takımda olmayacak olan isim Edu ve belki sergileyeceği performans sonucunda Edu'yu hatırlamayız bile belki, belki de mumla ararız. Yani, daha çok sergileyeceği performansa göre değerlendirilebilecek bir transfer bizim için. Keza Bekir de bana göre Önder'den pek fazlası olmayan, kadro genişliğini korumak amacıyla yapılmış bir transfer. Selçuk'la da sözleşme yenilenmiş,kendisiyle ilgili Ekşisözlük'te Dolmabahçe rumuzlu kullanıcı tarafından yapılan yorumu da yapıştırayım:

ismini bir tavernacıya ver, sırıtmaz.
tipini bir pazarcıya ver, şaşırmazsın.
aynı futbolu amatör bir kulüpte oyna, sıçrar demezsin.

gel gör ki fenerbahçe' de oynuyor bu adam. çatır çatır en güzel arabalara biniyor, en güzel hatunları götürüyor. gözümüz mü var? hayır. ama adaletini s...m be!


Sercan transfer hikayesi dönüyor ortalıkta, ben Sercan'ın yerinde olsam "Alex Fenerbahçe'den ayrıldı" haberini görmeden böyle bir imza atmam. Takım yine tek forvet - Alex'e mahkumiyet sebebiyle- oynayacak ve önünde Güiza ve Semih gibi iki isim olacak. Benim de istediğim Fenerbahçe , ortada Appiah ve Aurelio'su olan, kanatlarında Vicente-Joaquin gibi iki yardıran oyunculu ve önde iki forvetle oynayan kısacası klasik 4-4-2 tertibiyle sahada olmalı. Yoksa yine bütün yıl boyunca , bu takım çift forvet oynamaz, Semih küstü transferini istiyor haberlerini bol bol okuyacağız.

Devamını da transferler kesinleştikçe yazarız artık.
0 Responses